Her şeyden önce, öğrencinin veya mezunların hedefi saptanarak, o hedefe ulaştıracak bir programın uygulanması gerekir. Bu, zaman kaybının önlenmesi ve sonuçta düş kırıklığına uğranmaması için de önemlidir. Uygulanacak programın sonunda öğrencinin İngilizce olarak neler yapabileceği önceden bilinmelidir. Bu konuda eğitimcinin başarıya ulaşabilmesi için, öğrencinin beklentilerinin de mantıklı olması gerekir.

İlk kez yabancı dil öğrenen bir insan; o yabancı dilin yansıra, yabancı dil öğrenmeyi de öğrenir. Bu nedenle, ikinci ve üçüncü yabancı diller öğrenmek çok daha çabuk ve kolay olur.

Yetişkin bir insanın yabancı dil öğrenmesinde dört aşama vardır:

1. Bilgi edinme aşaması.

Bunu, bilgisayarda programlama ve kayıt işlemi ile karşılaştırabilirsiniz. Bu aşamanın sınırları, hedeflenen sonuca göre dar çerçeve içerisinde de olabilir. Dikkat edilecek husus, bu bölüm tamamlanmadan, pratik konuşmaya geçilmemesidir. Goethe, “insanın bir şeyi dışa vurabilmesi için, önce içinde bir şey olması gerekir”, der. Eksik bilgi ile yapılan konuşma çalışmaları, gösteriş ve zaman kaybı olmasının yanı sıra, kemiğin yanlış kaynamasına da sebep olabilir.

2. Konuşma aşaması

Öğrenilen kelime ve cümle yapılarını usanmaksızın tekrar ede ede, düşünmeden konuşabilme aşamasına ulaşılabilir. Konuşmak, zihinde oluşan bir fikri ağız yoluyla karşıdaki şahsa nakletmektir.

3. Anlama aşaması

Konuşulanları dinleye dinleye bu aşamaya kendiliğinden ulaşılır. Dikkat edilecek husus, o dili konuşan her kesimden insanı anlayabilmek için, dinleme sırasında söylenenleri mümkün olduğunca zihninizde canlandırmaya çalışmaktır. Bol uygulama ile ulaşılacak bir aşamadır.

4. Söyleşi aşaması

Fikrinizi söylemek, gerekeni sormak, söyleneni anlamak ve gerekli yanıtı vermek yeteneği bu aşamada elde edilir. Bunu yapabilen insan, o yabancı dili konuştuğunu söyleyebilir. Bol kelime ve deyim bilmeyi gerektirir.

İngilizce bilmek, Almanca bilmek veya Fransızca bilmek sadece bize has bir tanımlamadır. Bu cümlelerde kullanılması gereken fiil ”bilmek” değil, “konuşmak” olmalıdır. Dil her şeyden önce konuşulur.

Yazmak ve konuşmak, dilin ek uygulamaları olup, konuşma ve söyleşi aşamasından sonra hedeflenmelidir.

Söyleşinin gramajı kelime sayısı, kalitesi ise cümle yapısı ve kelimelerin yerli yerince seçilmesi ile sağlanır. Televizyonda İngilizce haberleri dinlemek ve profesyonel düzeyde İngilizce konuşmak istiyorsanız, dağarcığınızda en az yedi bin kelime olmalıdır. Hele, polisiye ve aksiyon filmlerini anlamak isteyen bir insanın, genel İngilizce yanında argo İngilizcesini de öğrenmesi gerekir.

Herhangi bir yabancı dil kuruluşuna başvuran öğrencinin dikkat edeceği husus, kuruluşun bu aşamalara uygun bir program sunup sunmadığı ve sizi hangi aşamada mezun edeceğidir. Ben bu programın sonunda neler yapabilecek duruma geleceğim ve kaç kelime biliyor olacağım sorusuna mutlaka cevap aranmalıdır. Lokantayı halkı doyurmak; oteli, misafirlere konaklama sağlamak, ayakkabıcı dükkânını ayakkabı satmak için açarsınız. Yabancı dil kursu açmışsanız, öğrencileri mümkün olan en kısa zamanda konuşturmak mesleki bir şeref borcudur. Broşürlerimizi Londra’nın turistik yerlerinin resimleri ve boş laflarla doldurup, öğrenci kaydediyor; fakat sonuçta öğrencileri bol kelimeyle kaliteli bir şöylesi aşamasına getiremiyorsak, onların hem güvenini hem de zaman ve paralarını telef etmiş oluruz. Güven ruh gibidir, bir kere terk ederse, artık geri gelmez.


“Eğitim çok önemli” diye diye bu hale geldik adlı kitaptan alınmıştır.

— Uğur Doğrugüven