Atatürk; bize verdiklerine karşılık, bizden tek cümle ile bir şey istedi: Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek. Yani; onları kul değil, vatandaş yapmak. Bilgiyi yüklerken, nasıl yararlanacağını da göstermek. Eğitimde öğrenciyi, sorularınıza cevap verişine göre not vereceğiniz bir varlık olarak görmeyin. Önemli olan ona soru sordurmanızdır. Bilim ve medeniyetin kaynağı zihinlerde oluşan sorulardır ve en önemlisi “niçin” sorusuna cevap aramaktır.

İnsanoğlu, “Acaba şu dağın ardında ne var? diye merak edince turizm başlamıştır” denir. Öğrettiğiniz konuda öğrencinin ilgi ve merakını uyandıramıyorsanız, gerçek eğitim yapmıyorsunuz demektir. Öğrencileri, bizim istediğimiz şekli alacak hamur gibi göremezseniz. Ona tüm bilgileri bütün açıklığı ile sunacak, seçim hakkını ona bırakacaksınız. Türkiye’de eğitim, ağır hasta olarak acil servisin kapısına gelmiştir ve hemen ameliyata alınması gerekmektedir. Bir yandan öğretmen kalitesini ve mesleki bilgisi çağın gereklerine göre yükseltmek, diğer yandan da eğitime tamamen yeni bir ruh ve yöntem kazandırmak zorundayız.


“Eğitim çok önemli” diye diye bu hale geldik adlı kitaptan alınmıştır.

— Uğur Doğrugüven